ortaya koymak, göstermek, harekete geçirmek.
mahkemeye delil göstermek
Verb
mahkeme huzuruna çıkarmak
Verb
iadeye tabi olarak murisin sağlığında alınan teberruu hesaba geçirmek
Verb
...'i gözler önüne sermek
Verb
...'i tartışmaya açmak
Verb
...'i apaçık ortaya koymak
Verb
...'i gündeme getirmek
Verb
doğurmak, dünyaya getirmek.
bir şeyi moda yapmak
Verb
bir kararı yürürlüğe koymak
Verb
bir kararnameyi yürürlüğe koymak
Verb
bir kanunu yeniden yürürlüğe koymak
Verb
gemiyi havuza çekmek
Verb
gemiyi kızağa çekmek
Verb
bir gemiyi havuza almak
Verb
toplumdan ayrılanları topluma döndürmek
Verb
sürüden ayrılan koyunları sürüye iade etmek
Verb
menfaatleri çatıştırmak
Verb
menfaatleri çatıştırmak
Verb
mahkemeye depozito yatırmak
Verb
iş gücü arzı ve talebini bir araya getirmek
Verb
çevreyle daha yakın ilişkiye girmek
Verb
kendini fark ettirmek
Verb
birini bir tartışmaya dâhil etmek
Verb
birini bir tartışmaya çekmek
Verb
birini bir tartışmaya katmak
Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
Verb
biriyle biri arasında yakın temas kurmak
Verb
birini mahkemeye vermek
Verb
birini alay konusu yapmak
Verb
birini kendi tarafına kazanmak
Verb
birini birşeye sokmak
Verb
birini birşeye dâhil etmek
Verb
birinin birşeye girmesine neden olmak
Verb
birinin birşeye katılmasına neden olmak
Verb
birinin başını belaya sokmak
Verb
bir şeyi bir şeyle uyumlu hale getirmek
Verb
bir şeyi moda çıkarmak
Verb
bir şeye önem vermek, belirtmek, tebarüz ettirmek.
ganimet alınan gemiyi limana götürmek
Verb